Aile şirketlerinde görev alan yöneticilerin, olası risk ve ihtilafları öngörerek sözleşmeleri doğru bir şekilde hazırlamaları ve dahi icra etmeleri, henüz ortaya çıkmamış sorunları engellemek adına kritik bir rol oynamaktadır. Bu sorumluluk, özellikle satış sözleşmeleri bağlamında da büyük önem arz etmektedir.
Genel anlamıyla satış sözleşmeleri taraflardan birinin bir ürünü teslimi, diğer tarafın ise bu ürün bedelini karşı tarafa ödemesi hakkında anlaşmaya vardığı sözleşmelerdir. Satış sözleşmeleri Türk Borçlar Kanunu (“TBK”) kapsamında düzenlenmiş ve şu şekilde tanımlanmıştır:
“Satış sözleşmesi, satıcının satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşmedir.”
Satış sözleşmeleri, satışa konu malın türüne, ödeme yöntemine veya sözleşmenin şekline göre farklı şekilde sınıflandırılabilmektedir. Bu doğrultuda yazı dizimizin bu bölümünde satış sözleşmelerini taşınır satışları ve taşınır satış sözleşmesin de dikkat edilmesi gereken hususlar kapsamında değerlendirmiş bulunmaktayız.
Keyifli okumalar dileriz.
TAŞINIR SATIŞI
A. Tanım
Taşınır satışı, TBK madde 209’da belirtildiği üzere “Türk Medeni Kanunu (“TMK”) uyarınca, taşınmaz sayılan eşyalar dışında ve diğer kanunlarda taşınır olarak belirtilen şeylerin satışı” olarak tanımlanmaktadır. Bu çerçevede TMK madde704’e göre taşınmazlar; arazi, tapu kütüğünde ayrı sayfaya kaydedilen bağımsız ve sürekli haklar ile kat mülkiyeti kütüğüne kayıtlı bağımsız bölümler olarak belirlenmiş olup, bu kapsamda sayılmayan ve diğer kanunlarda ayrıca özel olarak taşınır şeklinde nitelenen her eşyanın satışı taşınır satışı olarak değerlendirilmektedir.
Kısaca özetlemek gerekirse
- Nitelik itibari ile taşınabilen her türlü eşyanın,
- Elektrik, su, havagazı gibi taşınmaz mülkiyetine dahil olmayan kuvvetlerin,
- Taşınmadan ayrıldıktan sonra mülkiyeti devredilecek bütünleyici parçaların,
- Temelli kalma maksadı olmadan yapılan kulübe veya baraka gibi yapıların,
- Gemi siciline kayıtlı olmayan gemilerin,
- Alacak hakkı, ortaklık hakkı, fikri ve sınaihaklar ve rüçhan hakkının,
- Tapusuz taşınmazların,
satışı, uygun olduğu ölçüde taşınır satışı olarak değerlendirilmektedir.
B. Taşınır Satışlarında Şekil ve Geçerlilik Şartları
Kural olarak, taşınır satışı sözleşme özgürlüğü çerçevesinde herhangi bir şekil vegeçerlilik şartına bağlı değildir. Diğer bir ifade ile taşınır satışına ilişkin sözleşmeler adi yazılı şekilde veya sözlü olarak da yapılabilmektedir.
Önemine binaen, kanunlar ile belirlenen istisnai bazı hallerde şekil ve geçerlilik şartı tamamen tarafların iradesine bırakılmamış olup, değişiklik göstermektedir. Örneğin, marka satış sözleşmesinin geçerliliği yazılı şekil şartına veya araç satış sözleşmesinin geçerliliği noterde yazılı şekilde yapılması şartına bağlıdır.
C. Taşınır Satış Türleri
Parça Satışı
Sözleşmenin asıl konusunu oluşturan taşınır eşya, taraflarca bireysel nitelik ve özellikleriyle satış anında belirlenmişse artık bu taşınırın satışı parça satışı olarak adlandırılmaktadır. Örneğin antika bir eşya satışı veya el yapımı vazo, resim gibi eserlerin satışı parça satışı olarak değerlendirilebilecektir.
Tür (Cins) Satışı
Sözleşmenin asıl konusunu oluşturan taşınır eşya taraflarca bireysel nitelik ve özellikleriyle satış anında kesin olarak belirlenmemişse bu taşınırın satışı tür satışı olarak adlandırılmaktadır. Örneğin, inşaat işiyle iştigal eden bir aile şirketinin satın alacağı çelik veya demir gibi ürünlerin satışı özel bir kriter belirlenmediyse tür satışı olarak değerlendirilebilecektir.
D. Alıcının Borçları
1. Satış Bedelini Ödeme Borcu:
Alıcının asli yükümlülüğü, TBK 232 uyarınca, satış bedelini ödeme yükümlülüğüdür. Bu edim sözleşmeye karakterini verdiği için asli edim olarak adlandırılmaktadır. Alıcı, satış sözleşmesinde belirlenen şekilde ödeme yükümlülüğünüyerine getirmelidir.
TBK 89’a göre, satış sözleşmesinde aksine bir karar alınmamışsa alıcı ödeme borcunu,satıcının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde gerçekleştirecektir.
2. Satılanı Teslim Alma
Alıcının satış sözleşmesine konu olan taşınırı satıcıdan teslim alması gerekmektedir. Satış sözleşmesinde aksine bir düzenleme yoksa genel kural alıcının taşınırı hemen teslim almasıdır.
3. Faiz Ödeme Borcu
Alıcı asliedim yükümlülüğü olan satış bedelini ödeme yükümlülüğünü belirlenen günde yerinegetirmezse, vade gününden sonra temerrüde düşmüş olacaktadır. Bu doğrultuda, vadenin geçmesiyle ya da temerrüt ihtarıyla temerrüt hükümleri uygulanacak ve alıcının faiz ödeme borcu doğacaktır.
Önemli Not: TBK uyarınca, alıcının satış konusu taşınırdan, ürün ya da diğer verimler elde etme imkânı varsa ihtara gerek olmaksızın satıcının alıcıdan faiz istemesi mümkündür. |
4. Alıcının Diğer Borçları
Alıcının yukarıda sayılan borçlarına ek olarak; kanundan, taşınır satış sözleşmesinden ya da örf ve adet kuralları ile dürüstlük kuralından kaynaklanan diğer borçları söz konusu olabilmektedir. Bu tür diğer borçlara yan edim yükümlülüğüadı verilmektedir. Örneğin, alıcı eğer satış sözleşmesine konu olan taşınırın özel olarak eve teslim edilmesini istiyor ise, buna ilişkin taşıma masraflarını ödeme yükümlülüğü kural olarak alıcıya ait olup yan edim yükümlülüğü teşkiletmektedir.
E. Satıcının Borçları
1. Satılanı Teslim Borcu:
TBK 207’de belirtildiği üzere satış sözleşmesinde iki asıl edim söz konusudur. Bu edimler sözleşmeye karakterini verdiği için asli edim olarak adlandırılmaktadır. Satıcının asli edimi, satılanın zilyetliğini alıcıya devredilmesi yani satılan şeyin alıcıya teslim edilmesidir.
2. Satılanın Mülkiyetini Devir Borcu
TBK 207 uyarınca, satıcının sözleşmeye karakterini veren diğer asli edim yükümlülüğü, satılanın mülkiyetini alıcıya devretme borcudur. Bu bağlamda borçlunun eşyanın devrine yönelik tasarruf işlemlerini gerçekleştirme yükümlülüğü ifade edilmektedir. Söz konusu bu işlem taşınırlar bakımından genellikle zilyetliğin devrini ifade etmektedir. Önemine binaen, mevzuat ile özel şartlar belirlenen bazı durumlarda zilyetliğin devrinin yanı sıra farklı işlemlerin gerçekleştirilmesi de gerekebilmektedir. Örneğin; araç satışının konu olduğu bir taşınır satış sözleşmesinde aracın mülkiyetini alıcıya geçirmek için saltaracın alıcıya teslimi yeterli olmamakta satış sözleşmesinin de noterde yapılması gerekmektedir.
Önemli Not: Belirli taşınırların satışında kanundan kaynaklanan şekil şartları bulunmaktadır. Bu sebeple taşınır satış sözleşmesinin hukuken geçerliliğinden emin olmak adına, taşınır satışı yapılmadan herhangi bir şekil şartı bulunup bulunmadığı mutlaka teyit edilmelidir. |
3. Satıcının Diğer Borçları
Satıcının diğer borçları, asli edim yükümlülükleri dışında kalan ve bir yan edim yükümlülüğü olarak değerlendirilen borçlardır. Bunlar kanundan, satış sözleşmesinden, örf ve adet kurallarından veya dürüstlük kuralından kaynaklanabilmektedir. Örneğin, taraflar satılan taşınırın ifa yerinden başka bir yere taşınmasını ve bu taşıma bedelinin de satıcı tarafından karşılanmasını satış sözleşmesinde kararlaştırmışlar ise satıcının bu bedeli ödemesi yan edim yükümlülüğü olarak adlandırılmakta olup satıcının diğer borçları kapsamında incelenmektedir.
F. Satış Sözleşmelerinde Hasarın Devri
Taşınır satışlarında, taşınır eşya alıcının hâkimiyet alanına (zilyetliğine) girene kadar meydana gelen hasarlardan kural olarak satıcı sorumludur. Doğal olarak, alıcının henüz kendisine teslim edilmemiş bir taşınırdaki hasardan sorumlu tutulması beklenemez. Bu doğrultuda, taşınırın hasar gördüğü hallerde alıcı da satış sözleşmesinin karşılığı olan edimini yerine getirmekten kaçınabilir.
Önemli Not: Borcun türü ve teslim şekline göre hasar sorumluluğunun tarafı değişiklik gösterebilmektedir. |
Hasarın devri taşınır satışının parça veya tür satışı olmasına, aynı zamanda satılanın teslim şekline göre değişiklik gösterebilmektir.
Önemli Not: Alıcının her durumda işlerin olağan akışına göre satılanı imkan bulur bulmaz gözden geçirmesi gerekmektedir. Alıcı satış sözleşmesine konu eşyanın hasarlı olduğunu satıcıya bildirmelidir. Bildirim için kanunda belirli bir süre düzenlenmemiştir, fakat alıcı satılanı gözden geçirmeyi ihmal ederse kanuna göre söz konusu hasardan kendisi sorumlu olabilecektir. |
Yerinde satışlarda hasarındevri: Yerinde satışlarda taşınırın zilyetliği alıcıya geçene kadar (teslimanına kadar) hasardan satıcı sorumlu olmaktadır.
Götürme satışlarda hasarındevri: Götürme satışlar için, taşınır satışı konusu eşya eğer bir yeregötürülerek alıcıya teslim edilecek ise eşyanın götürüldüğü yerde alıcıyateslimine kadar hasardan satıcı sorumlu olmaktadır.
Gönderme satışlarda hasarındevri: Gönderme satışlarda taşınır satışı konusu eşya alıcının talebi üzerine bağımsız üçüncü bir kişi (kargo, kurye vb. taşıyıcılar) tarafından satıcıdan alıcıya götürülmektedir. Burada satıcı, taşınırın kargo şirketine teslim etmesiyle artık hasara karşı sorumluluktan kurtulacaktır. Taşınırın kargo şirketine teslim edildiği andan itibaren meydana gelebilecek hasarlardan alıcı sorumlu hale gelmektedir.
Önemli Not: Götürme ve gönderme satışlar arasındaki fark hasarın alıcıya geçtiği andır. Götürme satışlarında vazoyu satıcının kendisi götürmekte ve hasar alıcıya teslimi ile geçmekte iken gönderme satışlarda bağımsız üçüncü kişi götürmekte ve hasar üçüncü kişiye teslim anında alıcıya geçmektedir. |
G. Satıcının Tekeffülü (Sorumluluk Üstlenmesi)
Satıcının tekeffül sorumluluğu, TBK 214 vd. hükümlerinde düzenlenmekte olup iki başlık altında incelenmektedir. Bunlar ayıba karşı tekeffül sorumluluğu ve zapta karşıtekeffül sorumluluğu olarak adlandırılmaktadır.
Ayıbakarşı tekeffül sorumluluğu temelde satış sözleşmesine konu olantaşınırın, sözleşmede anlaşılan nitelikleri taşımaması olarak ifade edilebileceğigibi taşınırın değerini azaltan ya da tamamen ortadan kaldıran eksiklikleresahip olması olarak da değerlendirilebilecektir.
TBK madde 219 uyarınca, satıcı bu ayıptan haberi olmasa bile sorumlu olacaktır. Çünkü üzerinde anlaşılan ve sözleşme kapsamında bulunan edim ayıpsız bir edimdir.
Satıcının ayıptan sorumlu olduğu hallerde, alıcı aşağıdaki seçimlik haklarını kullanabilecektir;
Alıcı ayıp dolayısıyla uğradığı zararlar için satıcıdan ayrıca tazminat talep edebilecektir. Eğer borç tür borcu ise satıcı, alıcıya satılanın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir. |
Zapta karşı tekeffül sorumluluğu ise, TBK 214 vd. hükümleri uyarınca, taşınır satış sözleşmesine konu eşya üzerinde üçüncü bir kişinin hakkı nedeniyle eşyanın tamamının veya bir kısmının üçüncü kişi tarafından alıkoyulması halinde satıcının sorumluluğunu ifade eder. Alıkoyma halinde, alıcının uğrayacağı zararlardan satıcı sorumlu olacaktır.
H. Alıcının Satış Bedelini Ödemede Temerrüdü ve Satıcının Müspet Zararının Tespiti
1. Alıcının Satış Bedelini Ödemede Temerrüdü:
Alıcı satış sözleşmesinden doğan sözleşme bedelini ödeme borcunu yerine getirmediği takdirde temerrüde düşer. Bu durumda satıcı TBK madde 125’te belirtilen seçimlik haklarını kullanabilecektir. Satıcı söz konusu bedelin kendisine ödenmesini ve gecikme sebebiyle uğradığı zararın tazminini isteyebilecektir. Bunlara ek olarak satıcı, alıcıya sözleşmenin ifasından ve gecikmeden kaynaklı isteyebileceği tazminattan vazgeçtiğini bildirerek, borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini isteyebilir ve sözleşmeden dönebilir. Sözleşmeden dönme söz konusu olduğunda satıcı sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararı da geri isteyebilecektir.
TBK madde 207 uyarınca, satıcı ve alıcı kural olarak borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler. Fakat taraflar sözleşmeyle aksini öngörebilir ya da örf veadetler gereği aksi söz konusu olabilir.
2. Satıcının Müspet Zararının Tespiti
Müspet zarar sözleşmenin hiç ya da gereği gibi yerine getirilmediği durumlarda ortayacçıkan zarardır. Bu durumda satıcının eğer sözleşme zamanında ve gereği gibiyerine getirilmiş olsaydı, zarara uğrayan tarafın malvarlığı durumunun nasılolacağı hesaplanarak müspet zarar tespit edilmelidir.
Müspet zararın tespitinde iki yöntem vardır:
Müspet Zararın Somut Olarak Tespiti:
Alıcının satış bedelini ödemede temerrüde düşmesi halinde TBK madde 236/2 uyarınca, satıcının müspet zararı; satış sözleşmesine konu olan taşınırın satış anındaki bedeli ile daha sonra satıldığında ortaya çıkacak bedel arasında çıkan farkın bulunması ile somut olarak hesaplanmaktadır. Örneğin, fabrikalarındaki makineler için yedek parça alan aile şirketi bu yedek parçaları sattığında elde ettiği bedel ve satın aldığı değer arasındaki fark bulunduğunda müspet zararın somut olarak tespit edilebildiği söylenebilmektedir.
Müspet Zararın Soyut Olarak Tespiti:
Alıcının satış bedelini ödemede temerrüde düşmesi halinde TBK madde 236/2 uyarınca, satıcınınmüspet zararı; satış sözleşmesine konu olan taşınırın ödeme gündeki piyasa rayicine göre hesaplanan fiyatı ile satış sözleşmesine konu olan bedel arasındaki farkın bulunması ile soyut olarak hesaplanmaktadır. Örneğin, yedek parça satış sözleşmesinde belirtilen ödeme günündeki piyasa değeri ile satış sözleşmesinde üzerinde anlaşılan tutar arasında fark bulunduğunda müspetzararın soyut olarak tespit edilebildiği söylenebilmektedir.
I. Satıcının Temerrüdü
1. Ticari Satış Kavramı ve Ticari Satışlarda Satıcının Temerrüdü
Ticari satışlarda zilyetliğin devri için belirli bir süre konulmuşsa ve satıcı bu devri zamanında gerçekleştirmeyerek temerrüde düşerse artık alıcı devir isteminden vazgeçerek borcun ifa edilmemesi nedeniyle doğan zararının giderilmesini talep edebilecektir.
2. Alıcının Müspet Zararının Tespiti
Borcunu ifa etmeyen satıcı, alıcının bu sebeple uğradığı zararları ödemekle yükümlüdür. Bu doğrultuda, alıcını bu zararı müspet zarar olarak değerlendirilir ve aşağıdaki .ki şekilde hesaplanabilir:
Müspet Zararın Somut Olarak Tespiti:
Satış sözleşmesinde belirlenen satış bedeliyle, teslim edilmeyen eşya yerine başka bir satıcıdan almak durumunda kaldığı eşyaya ödenen bedel arasındaki fark hesaplandığında alıcının müspet zararı somut olarak tespit edilecektir.
Müspet Zararın Soyut Olarak Tespiti:
TBK 213 uyarınca,satılanın borsada kayıtlı olması ya da piyasa fiyatı bulunması halinde, satış anındaki malın bedeli ile borcun ifa edileceği gün piyasa değeri arasındaki fark hesaplanarak alıcının müspet zararı soyut olarak tespit edilebilecektir.
J. Sonuç
Taşınır satış sözleşmeleri ve bu sözleşmelerde dikkat edilmesi gereken hususlar, anlaşmazlık ve uyuşmazlık halinde izlenebilecek yollar yukarıda da ayrıntılı olarak açıklandığı üzere oldukça kapsamlıdır. Satış sözleşmelerinin hazırlanması ve kontrolü ile işlemlerin gerçekleştirilmesi esnasında ve/veya herhangi bir uyuşmazlık meydana gelmesi halinde yetkin bir avukattan destek alınması tarafların irade beyanlarının doğru yansıtılması, karşılıklı ilişkinin ve ihtilaf halinde izlenecek yolların belirlenmesi ile ileride herhangi bir hak kaybına uğramamak adına oldukça büyük önem arz etmektedir.
HUKUKİ UYARILAR VE BİLDİRİMLER
1. Mesleki Düzenlemeler
DL Avukatlık Bürosu’nun avukatları İstanbul Barosu üyesi olup Avukat unvanını taşımaktadırlar ve İstanbul Barosu ile Türkiye Barolar Birliği tarafından çıkarılan mesleki düzenlemelere bağlı faaliyet göstermektedirler.
2. Hukuki Uyarı
Bu internet sitesinde yayımlanan içerikler sadece bilgilendirme amaçlı olarak hazırlanmış olup herhangi bir şekilde hukuki görüş olarak kullanılmamalıdır. Bu site ve içerdiği bilgilerin avukat-müvekkil ilişkisi kurma amacı bulunmamaktadır. DL Avukatlık Bürosu ve avukatları doğru ve tam bilgi temin etmeyi amaçlamış olup, yayımlanan içerikler mevzuat değişikliği veya yeni tarihli yargı kararları nedeniyle güncelliğini yitirebilir ve yürürlükte olan yasal gelişmelerin son halini yansıtmayabilir. DL Avukatlık Bürosu bu internet sitesinde bulunan içerikleri dilediği zaman değiştirme ve gözden geçirme hakkını saklı tutar.
Bu internet sitesinde bulunan hiçbir içerik herhangi bir olaya özgülenebilecek hukuki danışmanlık yerine geçmez. Kullanıcı bu internet sitesine girerek, DL Avukatlık Bürosunu ve avukatlarını işbu internet sitesinde bulunan bilgilere dayanarak hareket etmesi sonucu meydana gelen herhangi bir zarar veya ziyandan sorumlu tutmayacağını kabul etmektedir.
Bu internet sitesinde yer alan tüm bilgiler, Türkiye Barolar Birliği’nin Meslek Kuralları ve ilgili mevzuatına bağlı kalınarak ve ilgili mevzuatla reklam yasağına ilişkin düzenlemelere uygun olarak hazırlanmıştır. İnternet sitesini ziyareteden tüm kullanıcılar, Kullanım Koşulları'nda yer alan düzenlemeleri kabul etmiş sayılırlar.
3. Fikri Mülkiyet Hakları
Bu internet sitesinde yayımlanan içerikler DL Avukatlık Bürosu’nun malik veya lisans sahibi olduğu telif hakkı ve/veya diğer fikri mülkiyet hakları uyarınca koruma altındadır. İşbu internet sitesinin içeriği DL Avukatlık Bürosu’nun yazılı izni olmaksızın kısmen ya da tamamen kopyalanamaz, dağıtılamaz, kullanılamaz ya da değiştirilemez. Bu onay DL Avukatlık Bürosu ile info@dlhukuk.com adresinden iletişime geçilerek talep edilebilir.
4. Bağlantılar (Links)
İnternet sitesinin herhangi bir bölümüne DL Avukatlık Bürosu’nun yazılı ön onayı olmaksızın elektronik bağlantı (electronic link) verilemez. DL Avukatlık Bürosu, DL Avukatlık Bürosu internet sitesine yapılan elektronik bağlantıların kaldırılmasını talep etme hakkını saklı tutar.
İnternet sitemizin bir bölümü üçüncü kişilerin internet sitelerine atıfta bulunabilir ve üçüncü kişilere ait internet siteleri DL Avukatlık Bürosu’nun internet sitesine atıfta bulunabilir. DL Avukatlık Bürosu harici internet sitelerinin içeriğinden sorumlu tutulamaz.