Anayasa Mahkemesinin 2020/38733 Başvuru Numaralı Kararı
16.09.2024 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 02.05.2024 Tarihli ve 2020/38733 Başvuru Numaralı Kararı'na ilişkin olarak hazırladığımız bilgi notunu dikkatinize sunarız.
Yayınlanma Tarihi: 04/10/2024

16.09.2024 tarihinde 32664 sayılı Resmi Gazete’de Anayasa Mahkemesinin (“Mahkeme”) 02.05.2024 Tarihli ve 2020/38733 Başvuru Numaralı Kararı (“Karar”) yayımlanmıştır. Karar, Serap Aslan Acet’in (“Başvurucu”) iş akdinin elektronik posta yoluyla sarf edilen sözler nedeniyle feshedilmesi ve yargılamanın makul sürede sonuçlandırılmaması iddialarına ilişkindir.

 

Karar Neye İlişkin?

İşveren, Başvurucu’nun kendisine yapılan zam oranını eleştiren bir elektronik posta göndermesi üzerine iş akdini haklı nedenlerle feshetmiştir. Başvurucu, iş akdinin haksız yere feshedildiğini öne sürerek işveren aleyhine kıdem ve ihbar tazminatı talebiyle dava açmıştır. Mahkeme ise bu e-postanın işverenin onur ve saygınlığını zedeleyici nitelikte olduğunu belirterek davayı reddetmiştir. Yargıtay da yerel mahkemenin kararını onayarak kesinleştirmiştir. Başvurucu, bu kararın ifade özgürlüğünü ihlal ettiğini ve yargılamanın makul sürede sonuçlandırılmadığını ileri sürerek Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulunmuştur.

 

Başvurucu’nun İfade Özgürlüğü İhlali İddiası

Başvurucu, elektronik postasında kullandığı ifadelerin hakaret niteliğinde olmadığını ve iş akdinin haklı sebeple feshedilmesinin geçerli bir neden oluşturmadığını savunmuştur. Anayasa Mahkemesi, Başvurucu’nun şikayetlerinin ifade özgürlüğü çerçevesinde ele alınması gerektiğini belirlemiştir.

İfade özgürlüğü, demokratik bir toplumun temel taşlarından biridir ve bireylerin gelişmesi için kritik öneme sahiptir. Bu nedenle, devletin ifade özgürlüğünü koruma yükümlülüğü vardır. Anayasa Mahkemesi, ifade özgürlüğünün sağlanması gerektiğini ve bu özgürlüğün, kamu makamları tarafından da korunması gerektiğini vurgulamıştır. Mahkemenin kararında, Başvurucu’nun ifade özgürlüğü ile işverenin şeref ve itibarının korunması arasında adil bir denge kurulması gerektiği belirtilmiştir. Ancak yerel mahkeme ve Yargıtay'ın, Başvurucu’nun elektronik postasındaki eleştirel ifadelerin işyeri disiplini üzerindeki etkilerini yeterince değerlendirmediği ifade edilmiştir.

 

Başvurucu’nun Yargılamanın Makul Sürede Sonuçlandırılmaması İddiası

Başvurucu, yargılamanın makul sürede sonuçlandırılmadığını iddia etmiştir. Ancak Anayasa Mahkemesi, yargılamanın makul sürede sonuçlandırılmaması iddialarının Tazminat Komisyonu'na başvuru yapılmadan bireysel başvuru ile değerlendirilemeyeceğine karar vermiştir. Bu nedenle, bu kısmın kabul edilemez olduğuna hükmedilmiştir.


Sonuç Olarak

Anayasa Mahkemesi, Başvurucu’nun yapılan zam oranını beğenmeyip zam miktarını iade ederek yöneticilerine ve tüm çalışanlara "Bu oranı kim ya da kimler belirlediyse aralarında paylaşsınlar" şeklindee-posta göndermesi ifade özgürlüğü kapsamında olduğuna ve bu gerekçeyle iş akdi haklı nedenle feshedilemeyeceğine karar verilmiştir. Mahkeme, Başvurucu’nun elektronik posta içeriğinin işverenin onur ve itibarına zarar verebilecek nitelikte olup olmadığını yeterince değerlendirmediği sonucuna varmıştır. Ayrıca, Başvurucu’ya 30.000 TL manevi tazminat ödenmesine ve yargılama giderlerinin karşılanmasına hükmedilmiştir.

 

Kararı bu bağlantıdan inceleyebilirsiniz.

Yasal Uyarı | Çerez Politikası | Kullanım Koşulları | Kişisel Verilerin İşlenmesi Hakkında Aydınlatma Metni | © 2024 DL Avukatlık Bürosu