Kanun ile birlikte 2004 sayılı İcra İflas Kanunu (“İİK”), 1136 sayılı Avukatlık Kanunu (“AK”), 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun (“5235 sayılı Kanun”), 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”), 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu (“Arabuluculuk Kanunu”) ve 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu (“7036 sayılı Kanun”) başta olmak üzere birçok kanunda değişiklik yapılmıştır. Söz konusu değişikliklerden başlıcaları aşağıda özetlenmiştir:
Türk Ticaret Kanunu’na İlişkin Değişiklikler:
TTK m.4/2 uyarınca, belirlenen basit yargılama usulü uygulanacak ticari davaların değeri 500.000 TL’den 1.000.000 TL’ye yükseltilmiştir. Bununla birlikte aynı maddeye eklenen düzenleme ile söz konusu dava değerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu Ek Madde 1’de belirtildiği üzere, Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranına göre arttırılacağı düzenlenmiştir.
Bir başka değişiklik ile, TTK m.5/A kapsamındaki menfi tespit ve istirdat davalarında da dava açmadan önce arabulucuya başvurulması şartı getirilmiştir. Böylece bu hükmün yürürlük tarihi olan 1 Eylül 2023 tarihi itibariyle, TTK m.4’te sayılan ve diğer kanunlardan doğan ticari davalardan konusu para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davaları açılmadan önce arabulucuya başvurulması zorunlu hale getirilmiştir.
Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’a İlişkin Değişiklikler:
5235 sayılı Kanun m.5’teki değişiklik uyarınca, asliye ticaret mahkemelerinde 1 başkan ve 2 üyeden oluşan heyet tarafından görülecek davalar bakımından dava değeri 500.000 TL’den 1.000.000 TL’ye yükseltilmiştir. Bununla birlikte aynı maddeye eklenen cümle ile söz konusu dava değeri Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranına göre artırılacaktır.
İcra İflas Kanunu’na İlişkin Değişiklikler:
Bilindiği üzere, mevcut düzenlemede konut hacizlerinde herhangi bir ek prosedür izlenmemekte, icra müdürünün haciz talebini onaylaması ile haciz kararı verilebilmektedir. Yeni düzenleme ile İİK’ye m.79/a hükmü eklenmiş, icra müdürünün, haciz yapılması talep edilen yerin konut olduğunu tespit etmesi halinde uygulanacak hususlar ayrıca düzenlenmiştir.
Söz konusu yeni düzenleme ile, haczi talep edilen yerin konut olup olmadığı icra müdürü tarafından tespit edilecek ve sonrasında haczi talep edilen yer konut ise, haciz için icra müdürünün verdiği haciz kararına icra mahkemesinin onayının alınması gerekecektir. Söz konusu İİK m.79/a hükmü yürürlüğe girdiği tarihten önce verilen konutta haciz yapılmasına ilişkin kararlarda ve ihtiyati haciz kararlarında uygulanmayacaktır.
İİK m. 82’de Haczi Caiz Olmayan Mallar ve Haklar başlıklı hükümde belirtilen aynı çatı altına yaşayan aile bireyleri için lüzumlu eşya, aynı amaçla kullanılan eşyanın birden fazla olması durumunda bunlardan birinin haczi mevcut düzenlemeye göre caiz iken söz konusu değişiklikle aynı çatı altında yaşayan aile bireylerine ait kişisel eşya ile ailenin ortak kullanımına hizmet eden tüm ev eşyaları artık haczi caiz olmayan mal niteliğinde kabul edilecektir.
İİK-m. 85’teki değişiklikle birlikte, alacaklının ana, faiz ve masraflar da dahil olmak üzere yalnızca bütün alacaklarına yetecek miktarının haczolacağı ancak bu miktarı aşacak şekilde taşkın haciz yapılamayacağı düzenlenmiştir.
Son olarak, İİK-m. 88/a maddesi eklenmiş ve bu madde ile muhafazasına gerek kalmayan malların tasfiyesine ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir.
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na İlişkin Değişiklikler:
Arabuluculuk Kanunu m. 17 uyarınca, arabuluculuğun sona ermesi halinde tarafların hazır olmaması durumunda arabulucuya her türlü iletişim vasıtasını kullanarak hazır bulunmayan tarafları tutanak hakkında bilgilendirme yetkisi ve görevi verilmiştir. Düzenleme ile arabuluculuk faaliyetlerinin daha etkin şekilde yerine getirilmesi amaçlanmaktadır.
Diğer yandan, Arabuluculuk Kanunu’na 17/A maddesi eklenerek milletlerarası sulh anlaşmalarının icrasına ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir. Böylelikle, milletlerarası sulh anlaşmalarının icra edilebilmesi için asliye ticaret mahkemesinden icra edilebilirlik şerhinin alınmasının gerektiği belirtilmiştir.
Ayrıca, Arabuluculuk Kanunu m. 17/B uyarınca, taşınmazın devri veya taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak kurulmasından doğan uyuşmazlıkların arabuluculuğa elverişli olduğu ve buna ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir. Buna ilişkin olarak arabulucu tarafından arabuluculuk süreciyle sınırlı olmak ve konulduğu tarihten itibaren üç ayı geçmemek üzere tarafların da yazılı anlaşması dahilinde tapuya tasarruf yetkisini kısıtlayıcı şerh verilebileceği düzenlenmiştir. Bu hüküm 1 Eylül 2023 tarihinde yürürlüğe girecektir.
Arabuluculuk Kanunu m. 18’de ticari davalar bakımından anlaşma belgesinin avukat ve arabulucu tarafından imzalanacağı icra edilebilirlik şerhi aranmaksızın ilam niteliğinde belge sayılacağı düzenlenmiştir. Kanunlarda arabuluculuk şerhinin alınmasının zorunlu kılındığı haller saklıdır.
Arabuluculuk Kanunu m. 18/A’da belirtildiği üzere, uyuşmazlık kapsamında borçluya icra takibi yapılması durumunda, başvuran tarafın bu takibe karşı son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren iki hafta içinde İİK m.72’de belirtilen menfi tespit davası açılması ve ihtiyati tedbir kararının alınması talep edileceği ifade edilmiştir. Bu hüküm 1 Eylül 2023 tarihinde yürürlüğe girecektir.
Son olarak, son dönemde artan kira, kat mülkiyeti hukuku kaynaklı uyuşmazlıkların sayısı da göz önünde bulundurularak, Arabuluculuk Kanunu m. 18/B, Geçici Madde 3 uyarınca, bazı uyuşmazlıklar yönünden arabuluculuk dava şartı olarak öngörülmüştür ve bunlara ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir. Bunlardan bazıları, kira sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklar, taşınır/taşınmazların paylaştırılmasına ya da ortaklığın giderilmesine yönelik uyuşmazlıklar, kat mülkiyetinden kaynaklanan uyuşmazlıklar gibi uyuşmazlıklardır. Bu husus halihazırda dava aşamasına geçen uyuşmazlıklar bakımından uygulanmayacaktır. Bu hüküm 1 Eylül 2023 tarihinde yürürlüğe girecektir. Söz konusu maddenin yürürlük tarihi itibariyle, anılan uyuşmazlıklara ilişkin dava yoluna başvurulmadan önce arabulucuya başvurulması zorunlu hale gelmiştir.
Avukatlık Kanunu’na İlişkin Değişiklikler:
Düzenleme ile avukatlara ekonomik açıdan birtakım kolaylıklar getirilmiştir. AK m. 43’te avukatların büro kurma giderlerinin karşılanması amacıyla kredi ve finans kuruluşları ile kredi veren kamu kurum ve kuruluşlar tarafından uygun şartlarda finansman desteğinin sağlanacağı belirtilmiştir.
AK m. 65’te yapılan değişiklik uyarınca, mesleğe yeni başlayan avukatlara mali destek sağlanması adına avukatlık mesleğinin ilk beş yılında baro keseneği alınmayacağı düzenlenmiştir. Böylelikle avukatlardan mesleklerinin ilk beş yılında yarı oranda alınmakta olan tutar artık bütünüyle tahsil edilmeyecektir. Buna ek olarak, AK m. 180’de yapılacak değişiklik ile iki yıl öncesine ait kesin hesap sonuçlarına göre tespit edilen toplam miktarlar esas alınarak tahsil edilen harçların %3’ü ile idarî nitelikteki para cezaları hariç olmak üzere para cezalarının %3’ü adli yardım bürosunun gelirleri olarak kaydedilecektir. Değişiklik öncesi bu oranların ikisi de %2 idir.
İş Mahkemeleri Kanunu’na İlişkin Değişiklikler:
Mevcut düzenlemeye göre bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak belirlenmiştir. Değişiklik ile, sayılan bu davalara ek olarak iş sözleşmesinden doğan alacak ve tazminatla ilgili itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davaları bakımından da arabuluculuğun dava şartı olduğu düzenlenmiştir. Bu hükmün 1 Eylül 2023 tarihinde ve sonrasında açılacak davalar hakkında uygulanacağı ve yürürlüğe gireceği ifade edilmiştir.
Kanun metnine buradan ulaşabilirsiniz.
HUKUKİ UYARILAR VE BİLDİRİMLER
1. Mesleki Düzenlemeler
DL Avukatlık Bürosu’nun avukatları İstanbul Barosu üyesi olup Avukat unvanını taşımaktadırlar ve İstanbul Barosu ile Türkiye Barolar Birliği tarafından çıkarılan mesleki düzenlemelere bağlı faaliyet göstermektedirler.
2. Hukuki Uyarı
Bu internet sitesinde yayımlanan içerikler sadece bilgilendirme amaçlı olarak hazırlanmış olup herhangi bir şekilde hukuki görüş olarak kullanılmamalıdır. Bu site ve içerdiği bilgilerin avukat-müvekkil ilişkisi kurma amacı bulunmamaktadır. DL Avukatlık Bürosu ve avukatları doğru ve tam bilgi temin etmeyi amaçlamış olup, yayımlanan içerikler mevzuat değişikliği veya yeni tarihli yargı kararları nedeniyle güncelliğini yitirebilir ve yürürlükte olan yasal gelişmelerin son halini yansıtmayabilir. DL Avukatlık Bürosu bu internet sitesinde bulunan içerikleri dilediği zaman değiştirme ve gözden geçirme hakkını saklı tutar.
Bu internet sitesinde bulunan hiçbir içerik herhangi bir olaya özgülenebilecek hukuki danışmanlık yerine geçmez. Kullanıcı bu internet sitesine girerek, DL Avukatlık Bürosunu ve avukatlarını işbu internet sitesinde bulunan bilgilere dayanarak hareket etmesi sonucu meydana gelen herhangi bir zarar veya ziyandan sorumlu tutmayacağını kabul etmektedir.
Bu internet sitesinde yer alan tüm bilgiler, Türkiye Barolar Birliği’nin Meslek Kuralları ve ilgili mevzuatına bağlı kalınarak ve ilgili mevzuatla reklam yasağına ilişkin düzenlemelere uygun olarak hazırlanmıştır. İnternet sitesini ziyareteden tüm kullanıcılar, Kullanım Koşulları'nda yer alan düzenlemeleri kabul etmiş sayılırlar.
3. Fikri Mülkiyet Hakları
Bu internet sitesinde yayımlanan içerikler DL Avukatlık Bürosu’nun malik veya lisans sahibi olduğu telif hakkı ve/veya diğer fikri mülkiyet hakları uyarınca koruma altındadır. İşbu internet sitesinin içeriği DL Avukatlık Bürosu’nun yazılı izni olmaksızın kısmen ya da tamamen kopyalanamaz, dağıtılamaz, kullanılamaz ya da değiştirilemez. Bu onay DL Avukatlık Bürosu ile info@dlhukuk.com adresinden iletişime geçilerek talep edilebilir.
4. Bağlantılar (Links)
İnternet sitesinin herhangi bir bölümüne DL Avukatlık Bürosu’nun yazılı ön onayı olmaksızın elektronik bağlantı (electronic link) verilemez. DL Avukatlık Bürosu, DL Avukatlık Bürosu internet sitesine yapılan elektronik bağlantıların kaldırılmasını talep etme hakkını saklı tutar.
İnternet sitemizin bir bölümü üçüncü kişilerin internet sitelerine atıfta bulunabilir ve üçüncü kişilere ait internet siteleri DL Avukatlık Bürosu’nun internet sitesine atıfta bulunabilir. DL Avukatlık Bürosu harici internet sitelerinin içeriğinden sorumlu tutulamaz.